Henüz 10 yıllık evli olan üç çocuk annesi Cansu Taş (32), 2021 yılında Kovid geçirdi. Virüsün de etkisiyle ailesel geçişli olduğu düşünülen akciğer sertleşmesi (pulmoner fibrozis) hastalığı ortaya çıktı. Hastalığı ilerledikçe kendi başına nefes alması imkansız hale geldi ve evde cihazlara bağlı bir şekilde hayata tutunmaya çalıştı. Geçtiğimiz yıl akciğer nakli olması gerektiğine karar verilen Taş, yaklaşık 2 ay önce, Türkiye’nin iki akciğer nakli merkezinden biri olan Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin organ bekleme listesine alındı. Artık 9, 7 ve 4 yaşındaki çocuklarıyla ilgilenemiyor, evden dışarı adımını dahi atamıyordu. 8 Mayıs gecesi hastaneden gelen bir telefonla Taş’ın hayatı değişti. Samsun’da beyin ölümü gerçekleşen 27 yaşındaki bir hastanın organları bağışlanmıştı ve akciğeri Cansu’ya uyuyordu. Mesut Taş, hemen ambulansı aradı, eşini hastaneye götürdü.
Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Nakli ekibinden Prof. Dr. Ahmet Erdal Taşçı, Doç. Dr. Mustafa Vayvada, Uzm. Dr. Murat Ersin Çardak ile Uzm. Dr. Sevinç Çıtak’ın gerçekleştirdiği 16 saatlik ameliyatla 9 Mayıs’ta yeni akciğerine kavuşan Taş, birkaç hafta sonra ilk nefesini almayı başardı. Uzm. Dr. Ersin Çardak, Taş’ın ağabeyinin de aynı hastalık nedeniyle üstelik tam da 32 yaşında, akciğer nakli olamadan yaşamını yitirdiğini, bu bağış sayesinde Cansu Taş’ın, ağabeyinin kaderini yaşamaktan, çocuklarının da yetim kalmaktan kurtulduğunu vurguladı. Geçen bayramları hastanede çocuklarından ayrı geçirmek zorunda kalan Cansu Taş ise bu sene en güzel bayramı yaşadığını kaydederek, bağışçı aile sayesinde hem ciğerine hem üç çocuğuna kavuştuğunu söyledi.
“ORGAN BAĞIŞI SAYESİNDE ÜÇ ÇOCUK YETİM KALMAKTAN KURTULDU”
Dr. Ersin Çardak, Cansu Taş’ın nakilden önceki son haftalarında sık sık akciğer sönmesi nedeniyle hastanede yatmak zorunda kaldığını anlatarak, “Bayram öncesi yine bir akciğer nakli hastasını taburcu etmenin heyecanını yaşıyoruz. 32 yaşında 3 çocuk annesi gencecik bir hasta. 2 yıldır tanısı var, akciğer sertleşmesi nedeniyle 2021 yılında tanı almış. Kovid’in de tetiklediği, muhtemelen ailesel geçişli bir tablo. Çünkü ağabeyini de 32 yaşında aynı hastalıktan kaybetmişler. Hastamız bize geldiğinde nakil açısından değerlendirdik ve uygun bulundu. Çok şanslıydı, çok kısa bir sürede uygun organ çıktı. Allah onu çocuklarına bağışladı. Şayet uygun organ çıkmasaydı ağabeyinin yaşadığı süreç Cansu için de geçerli olacaktı ve 3 çocuk yetim kalacaktı. O şans, bağışçı aile sayesinde sağlandı” dedi.
“BAĞIŞ AZ, HASTALARIMIZI LİSTEDE BEKLERKEN KAYBEDİYORUZ”
Listede beklerken vefat eden hastaları olduğunu ve yeterli bağış olmadığı için pandemiden sonra akciğer nakillerinin birden durduğunu anlatan Dr. Çıtak, “Organ nakli koordinatörümüzün ‘Bugün şu hastamızı kaybettik’ şeklinde mesajlarını almak bizim açımızdan çok üzücü gerçekten. Pandemi öncesinde yıllık 24-25 naklimiz oluyordu. Planımız, bu sayı 50’li rakamlara ulaştırmaktı. Ama pandemi ile birlikte çok hızlı bir düşüş oldu. Örneğin bu yıl şu ana kadar sadece 5 nakil yapıldı bizim merkezimizde. Cansu beşinci nakil hastamız. Organ bağışı olmayınca bu rakamlar ister istemez düşüyor. O yüzden hastalarımızı bekleme listesindeyken kaybediyoruz. Şu anda aktif iki merkez var akciğer nakli yapan. Ankara’da Şehir Hastanesi’nde Prof. Dr. Mustafa Yekeler ve ekibi ile Prof. Dr. Erdal Taşçı hocamız ile Koşuyolu olarak bizim merkezimiz” ifadelerini kullandı.
“ANNE ARTIK BERABER GEZEBİLECEK MİYİZ”
Yaklaşık 1 ay önce yeni akciğerine kavuşan Cansu Taş ise yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı: “Hastalığım korona ile beraber başladı. Bitmeyen öksürük, nefes darlığı, halsizlik, gittikçe geriledim. Cihaza bağlı hale geldim. Dışarıya çıkamıyor, çocuklarımla ilgilenemiyordum. Eve bağlı yaşamak zorundaydım. Artık son günlerimde gittikçe daha kötüleştiğim için organ yetişmeyecek diye düşünüyordum. Çok şükür 1 ay içinde organ çıktı ve hem ciğerime hem çocuklarıma kavuştum. Evlatlarımla inşallah daha mutlu olacağım. Geçen bayram maalesef çocuklarımla değildim, hastanedeydim Yedikule’de yatıyordum. Ama bu sefer bayramı beraber geçireceğiz. Organ bağışı olmasaydı çocuklarıma kavuşmam imkansızdı. Bağış yapan aileye sonsuz teşekkür ediyorum. Çocuklarım ‘Anne artık beraber gezebilecek miyiz?’ diyorlar. Onlar da çok mutlu, ben de artık kendi başıma nefes alabiliyorum cihaz olmadan”
“AMBULANSA GENELDE KORKUYLA BİNİLİR BİZ SEVİNÇLE BİNDİK”
Mesut Taş ise 10 yıllık evliliklerinin son 3 yılının kabus gibi geçtiğini kaydederek organın bulunduğu haberinin geldiği gece heyecandan ne yapacağını bilemediğini ve ambulansa büyük bir sevinçle bindiklerini söyledi. Taş, “Bir hafta evdeysek bir ay hastanedeydik. Umudumuzu kesmeye başlamıştık çünkü ülkemizde organ bağışı çok az. Biz ailece parka gitmeye bile hasret kalmıştık. Ameliyattan önce bir ay sonrasını dahi göremiyorduk. O gece saat 23.30 sıralarında hastaneden telefon geldi. O an elim ayağım birbirine dolanmaya başladı. Hemen ambulansı çağırdım eşimi hastaneye götürmek için. Genelde ambulansa korku, panik içinde binilir ama biz heyecanla ve sevinçle bindik. Buraya nasıl geldiğimizi hiç bilmiyorum. Nakilden sonra eve gittiğimizde büyük oğlum çok sevindi. ‘Baba artık ailece her şeyi yapabiliriz değil mi?’ dedi. Allah bağış yapan aileden ve buradaki ekipten razı olsun. Eğer organ çıkmasaydı şu an eşimi kaybetmiş olabilirdik” diye konuştu.